Teknopark İstanbul Kuruluş Süreci
Yerli ve yabancı girişimcilerin Türkiye'nin teknoloji geliştirme kapasitesine katkıda bulunabilmesi amacıyla kurulmuş bir teknoloji geliştirme bölgesi olan Teknopark İstanbul, Türk savunma sanayinin inovasyon merkezi konumunda yer almaktadır. Teknopark İstanbul; İstanbul ve çevresindeki üniversitelerin araştırma kabiliyetlerini, nitelikli işgücünü ve bölge sanayisinin tecrübesini özellikle savunma sanayine entegre etmektedir.
Kuruluşu 8 Ekim 1987 tarihli Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) kararlarına dayanan Teknopark İstanbul; Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından ülkemizin ileri teknoloji ihtiyaçlarının milli kaynaklardan karşılanabilmesi için gerekli dinamik, bilimsel ve teknolojik altyapının oluşturulmasına destek sağlamak amacıyla İstanbul'un Anadolu yakasında hayata geçirilen İTEP'in (İleri Teknoloji Endüstri Parkı ve Havaalanı Projesi) önemli bir parçasıdır. 20 Nisan 1988 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Pendik Kurtköy'de İTEP amaçları doğrultusunda kullanılmak üzere kamulaştırılan 13 milyon m²'lik alanın yaklaşık 2,5 milyon m²'lik kısmı Teknopark İstanbul için ayrılmıştır.
12 Şubat 2009'da Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB), İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Ticaret Üniversitesi arasında imzalanan niyet mektubu ile hızlanmış aynı yıl 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu'na göre 3 Ekim tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla Teknopark İstanbul, Teknoloji Geliştirme Bölgesi (TGB) statüsü kazanmıştır.
Daha sonra kurucu heyete İstanbul Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri A.Ş. (HEAŞ) ve Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş.'nin (STM) de dahil olmasıyla 12 Mart 2010 tarihinde bir ortaklık sözleşmesi imzalanmış ve bu sözleşme kapsamında 4 Mayıs 2010 tarihinde Teknopark İstanbul A.Ş. resmi olarak kurularak faaliyete başlamıştır.
Teknopark İstanbul'da başta savunma sanayi olmak üzere havacılık/uzay, denizcilik, ileri elektronik, enerji, sağlık bilimleri ve endüstriyel yazılım alanlarında yüksek teknoloji geliştirmeleri için Ar-Ge çalışmaları yapan STM, Aselsan, TAI, TEI, Roketsan, BMC, Vestel Savunma, Yaltes, C-Tech, Altınay Havacılık, Pavotek, Femsan, Armelsan, Kale Havacılık, Figes gibi şirketlerin aralarında bulunduğu 300'ü aşkın yerli ve yabancı şirket bulunmaktadır.
1500'ü aşkın yeni proje üzerinde çalışmaların sürdüğü Teknopark İstanbul'da 5000'i aşkın nitelikli personel istihdam edilmekte ve bu rakamın 2020 sonunda bitmesi hedeflenen 3. Etap çalışmalarıyla 9000'e çıkartılması amaçlanmaktadır. Kuruluşundan bu yana 104 milyon dolarlık teknoloji ihracatına imza atılan Teknopark İstanbul'da 2018 ihracat rakamı 24 milyon dolar olarak gerçekleşmiş ve önümüzdeki 10 yılda 10 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak için çalışmalar sürmektedir.
Teknopark İstanbul'un kuluçka merkezi Cube Incubation'da da inovatif ve derin teknoloji tabanlı iş fikirleri üzerinde Ar-Ge çalışmaları yürüten 90'ı aşkın girişimci ve girişimci grubu bulunmaktadır. "Incubatıon center for deep tech entrepreneurs" mottosuyla girişimcilere uluslarası standartlarda fırsatlar sunan Cube Incubation dünyanın sayılı kuluçka merkezleri arasında yer alma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Sıfır maliyetle markalaşma eğitimleri verildiği Cube Incubation'da girişimciler; 300 metrekarelik alana kurulu Biyoküp Laboratuvarı'ndan, 100 metrekarelik alana kurulu Temiz Odalar'dan, Post Kuluçka Alanı'ndan ve 400 metrekarelik alana kurulması planlanan Prototipleme Merkezi'nden ücretsiz ya da çok düşük bir maliyet karşılığında yararlanmaktadır.
Ar-Ge çalışmalarının ticari bir değere kavuşması gerektiği bilinciyle hareket eden Teknopark İstanbul'da bu çerçevede hizmet veren bir Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) ve odaklı olarak kurulan 4 ayrı kümelenme yer almaktadır. TTO, Ar-Ge çalışmaları yürütülen bu projelerin patent alması ve ticarileşmesi noktasında çalışmalar yaparken SAHA İstanbul (İstanbul Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği), ARGEMİP (Ar-Ge Merkezleri İletişim ve İşbirliği platformu), İSEK (İstanbul Sağlık Endüstrisi Kümelenmesi) ve Türk Denizcilik Kümelenmesi isimli kümelenmeler de bu odak teknoloji alanlarında çalışan kurumlarla bir sinerji ortamı yaratmak ve birlikte verimli araştırma alanları tesis etmek amacıyla önemli çalışmalara imza atmaktadır. Bu kümelenmelerin birincil amaçları teknolojide dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak, milli teknolojilerin üretimini artırmak ve ülkemizin yerli sanayiyi geliştirme hedefine katkı sağlamaktır.